İçindekiler
Travnik Elçi İbrahim Paşa Medresesi
Osmanlı döneminde ilim ve bilim adamı yetiştirmek amacıyla kurulan medreselerin bir kısmının varlığı günümüzde hala devam ediyor. Şüphesiz ki bu medreselerden en önemlisi Travnik’te bulunan Elçi İbrahim Paşa medresesi.
Günümüzde İslamiyet’in en güzel şekilde öğretildiği bu medrese; Kuran-ı Kerim’e ve dinine bağlı genç ve yeni bir nesil yetiştirmek için kaliteli bir eğitim vermeyi sürdürüyor.
Travnik Lasva Nehri kıyısında bulunan bu medresenin bir diğer adı da Fevziye Medresesi. 1705 yılında eğitim vermeye başlayan bu medrese; Hacı İbrahim Paşa tarafından inşa edilmiş.
Medresenin ‘elçi’ olarak adlandırılmasının ise tarihi bir geçmişi bulunuyor. Medreseyi inşa ettiren İbrahim Paşa 1699 yılında Avusturya’ya gönderilmiş ve elçi unvanına sahip olmuş.
Zamanında Rumeli ve Bosna valiliği görevlerini de üstlenen İbrahim Paşa; bu medresenin dışında Travnik’te sayısız caminin yapımına da önderlik eden oldukça önemli bir isim.
1950 yıllarında demiryolu inşaatı sonrasında önemli bir bölümü yıkılan bu medresede eğitim ve öğretim hala kesintisiz bir şekilde sürüyor.
Üstelik bu medresenin yakınında kesinlikle görmeniz gereken eski Travnik müftülerinden Muhammed Efendi ve eşinin yattığı türbeler de bulunuyor. Bu türbeleri de ziyaret ederek; dua edebilir ve Allah’a daha da yakınlaşarak, sevap kazanabilirsiniz.
Travnik Elçi İbrahim Paşa Medresesi dinine bağlı, genç bir nesil inşa ediyor!
En son ve hak din olan İslamiyet’in kaliteli ve alanında uzman imamlar ve öğretmenler tarafından yetiştirildiği bu medrese; her yıl binlerce Müslüman tarafından ziyaretçi akınına uğruyor.
Osmanlı döneminde inşa edilen bu medreseyi ziyaret ederek, hem buradaki öğrenciler ile tanışabilir hem de eğitim-öğretim programı hakkında detaylı bilgi edinebilirsiniz.
Dilerseniz, sizler de sevdiklerinizin ya da aile bireylerinizin dinine bağlı olarak yetişmesi adına onlara bu medresede eğitim alma şansı tanıyabilirsiniz.
Bosna Hersek’te Yaşamın Avantajı
Bosna-Hersek (BH) karmaşık bir tarihe sahip uluslararası bir ülkedir. 1940’larda kuruluşundan 1991’de dağılmasına kadar Yugoslavya’nın bir parçasıydı. Bundan sonra Bosna-Hersek, yeni kurulan Hırvatistan ulusundan özerkliğini savunmaya çalıştı. Bu, Bosna’nın altyapısını harabeye çeviren kanlı bir iç savaşa yol açtı. Yıllar sonra, ülke toparlanma ve bağımsızlık yolunda adımlar atıyor. Bosna’da yaşamanın avantajları ve dezavantajları nelerdir?
Uluslararası bir ülke olarak Bosna’ya seyahat etmek kolaydır. Bosna’nın üç entitesinin her birinin -Bosna-Hersek Federasyonu, Sırp Cumhuriyeti ve Sırp BH – kendi pasaportuna sahip. Her üç ülke de ortak bir para birimini paylaşıyor ve karşılıklı vize politikaları var. Ayrıca vatandaşlar bölge bankalarında kendi aralarında kolayca para transferi yapabilirler. Tüm bu özgürlük bazı zorluklarla birlikte gelir; iç sınırlar modern altyapıdan yoksundur ve savaş nedeniyle maliyetler yüksektir. Ancak bu Boşnaklar için bir çıkmaz sokak değil; istedikleri yerde yaşayabilecek kadar varlıkları var.
Bosnalılar, kısa bir sürüş mesafesi sayesinde kendi ülkelerine kolay ulaşımın keyfini çıkarıyorlar. Bosna-Hersek Federasyonu, toplam arazi alanının yüzde 73’ü ile üç entitenin en büyüğüdür. Kalan yüzde 27 ise Sırp Cumhuriyeti’nin kontrolü altında. Bu bölgelerdeki çoğu insan ya sanayide ya da tarımda çalışıyor – her ikisi de kendi ülkelerinde nispeten modern sektörlerde. Birçok kırsal alanda elektrik veya akan su yoktur, ancak şehir sakinleri, nerede yaşadıklarına bakılmaksızın benzer hizmetlere erişebilir. Örneğin Saraybosnalılar, antik yeraltı sistemi sayesinde Saraybosna şehir merkezindeki herhangi bir yerde akan suya erişimin keyfini çıkarabilirler.
Bu avantajlara rağmen Bosna’da yaşamak işletme sahipleri için zorlayıcı olabilir. Yüksek maliyetler, ayrık ulaşım ve bürokrasi, işletmeleri tam potansiyellerine ulaşmaktan alıkoyuyor. Tarım işçileri, yeni bir işe başlarken malzeme temini için uzun mesafeler kat etmek zorundadır. Ayrıca, yüksek işsizlik oranları işletmelerin çalışan bulmasını zorlaştırıyor; işi olanların maaş çekleri olmadan fırsatlar aramaya çok az teşvikleri var. Zamanla, ekonomik büyüme arttıkça bu sorunlar azalır; artan hükümet geliri, toparlanma maliyetini ülkedeki ekonomik hayatın tüm sektörlerine yayar.
Bosna’da yaşamak, zorlukların üstesinden gelmek isteyenler için zenginleştirici bir deneyim olabilir. Coğrafi konumu, erişimi kolaylaştırır ve düzenli ticari faaliyeti sürdürür. Ancak, işletme sahiplerinin yerleşik bir ekonomide büyümeleri daha kolay hale gelene kadar, yüksek maliyetler ve ayrık ulaşım nedeniyle işletmeler için zordur.