İçindekiler
Geçmişten Günümüze Dinimiz Hep Birdi
Travnik dini olarak Müslümanlığı benimseyen Bosna halkı geçmişten günümüze asil duruşu ile kendi dinine sahip çıkmıştır. Çok eziyetler çekerek bugünlere kavuşsa da dininden asla ödün vermemiştir. Hatta Türkiye’de oldukça fazla olan nüfusları artık bizden birileri kadar çok içimizde yaşamaktadır. Bu yüzden bu ülkeye yurt dışı eğitimi için gidecek öğrenciler daha rahat ve zihninizde olumsuz bir intiba ile gitmemektedir. Türkiye’de dostumuz, arkadaşımız, sırdaşımız, komşumuz olan bu kişiler çocuklarımıza da kendi çocukları gibi sahip çıkmaktadır.
Çoğunluk olarak Müslümanlık dinini benimseyen ülke nüfusu Hristiyanlar ve Katoliklerde bulunmaktadır. Hırvatlar ve Slovenler Hristiyan’dırlar. Slovenler de Hristiyan dinini özümsemiş ancak çok az bir grup olarak görülmektedir.
İnancımız Hep Karşılıklı Kardeşlikle Buluşmaktadır
Travnik üniversitesinde başlatılan yurt dışı eğitim programı Türkiye’den gelecek öğrenciler için Müslümanlığı benimsemeleri açısından sevindirici olmuştur. Çünkü başka milletler ile anlaşmak bir yana etnik olarak dinlerinin farkı olması öğrencilerde kimlik bunalımına sokacaktır. Ancak Bosna Hersek buna ihtimal vermeyecek olan dini yapısı ile kültürel çarpışmaları engellemiştir. Aynı zamanda diğer gelecek öğrenciler için de karma bir din kültürüne sahip olduğundan pek farklı bir düşünce olmayacaktır. Travnik dini kökeninde Müslümanlığı barındıran anlayışı ile iki ülke arasındaki ilişkilerinde de oldukça serbesttir.
Öğrenci lisans tamamlamalarda ve yatay geçiş zamanlarında önceliği bizim ülkemiz evermektedir. Bunun dışında ülkesindeki dini mekânlara bağlı kalarak ve dini günleri de kaçırmayarak aynı bizler gibi geçirmektedir. Travnik dini gezdiğinizde göreceğiniz gibi cami minerallerinin yükselmesi ve ezan sesinden rahatsız olmayan bir toplumla iç içe barışık bir hayat yaşamaktadır. Bosna Hersek aslından kopmayan yaşayabilen bir ülke olması nedeni ile kendini çok iyi anlatmaktadır.
Bosna Hersek ve Türkiye İlişkisi
Bosna-Hersek (BH), Avrupa’nın güney kesiminde yer alır ve iki tarihi ulustan oluşur: Bosnalı ve Hersek. Her iki millet de bir zamanlar Osmanlı İmparatorluğu’nun bir parçasıydı. Bugün Bosna-Hersek, ortak bir mirasa sahip iki bağımsız devlettir. Her iki ülke de eski Yugoslavya’nın bir parçası olsa da, her iki ülkenin liderleri I. ve II. Geçmişteki bazı çatışmalara rağmen, Bosna ve Türkiye’nin çok güçlü kültürel bağları var.
Hem Bosna hem de Türkiye, bir zamanlar Osmanlı İmparatorluğu’nun bir parçasıydı – 1453’te Kanuni Sultan Süleyman tarafından İstanbul’da kurulan bir Müslüman devlet. Osmanlı İmparatorluğu, tarihi boyunca güçlü bir orduyu korurken Yunanistan ve Sırbistan gibi Avrupalı güçlerle birkaç savaştan sağ çıktı. Ancak Birinci Dünya Savaşı patlak verdiğinde Osmanlılar İngiltere, Fransa ve Rusya’ya karşı Almanya’nın yanında yer aldı. Savaş, Osmanlı İmparatorluğu’nu harap etti ve yerini Türkiye adında yeni bir ulus aldı. Pek çok Boşnak hala kendilerini ‘Bosnalı Türkler’ olarak adlandırıyor.
Bosnalılar ve Türkler, ortak İslami mirasları nedeniyle pek çok benzerliklere sahipler. Her iki ülke de bir zamanlar aynı imparatorluğun parçasıydı. İkisi de Boşnakça Türkçe konuşuyor ve Türkçeyi ana dilleri olarak anlıyor. Her iki ülke de güçlü bir işçi sendikası hareketine sahip sosyalist bir siyasi sisteme sahiptir. Bosna, Yugoslav ve Türk geleneklerini, nesiller boyunca başarıyla aktardıkları benzersiz geleneklerle harmanlayan benzer kültürlere de sahipler.
Güçlü kültürel bağlarına rağmen, Bosna ve Türkiye’nin resmi diplomatik bağları yoktur. Bunun yerine, uygarlık bağlantılarına veya eski uygarlıklardaki ortak köklere dayanan gayri resmi bir ilişkileri var. Örneğin, her iki ülke de eski zamanlarda Bizans İmparatorluğu’nun bir parçasıydı. Ayrıca demokrasi ve insan hakları gibi antik Yunan ideallerine dayanan benzer kültürleri paylaşıyorlar. Bu, her iki ülkenin de, I. Dünya Savaşı’nda hangi tarafı tutmaları gerektiği konusundaki geçmiş anlaşmazlıklarına rağmen, birbirleriyle samimi ilişkiler sürdürmekten fayda sağlayacağı anlamına geliyor.
Bosna ve Türkiye’nin ilişkisi, kültürel bağların yanı sıra medeniyet bağlarına da dayanıyor. – veya eski uygarlıkların ortak mirası. Sonuç olarak, bu iki ülke arasındaki samimi ilişkilerin sürdürülmesi, turizm ve ekonomik kalkınma gibi karşılıklı çıkarların desteklenmesine yardımcı olacaktır.